Meniere Hastalığı (Sendromu)

Meniere Hastalığı (Sendromu)
Meniere hastalığı iç kulaktan kaynaklanan baş dönmelerinin en sık sebeplerinden birisidir. Şiddetli ve rahatsız edici bir dönme hissi olup, hareket olmadığı halde hareket varmış gibi algılanır. Ataklar halinde görülür. Baş dönmesi yanında işitmede azlık ve çınlamada vardır. “Meniere Sendromu” olarak da isimlendirilir.
İlk kez “Prosper Meniere” isimli Fransız doktor tarafından 1850’li yıllarda ortaya konmuş, fakat o dönemde sebebi tam belirlenememiştir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, Menier hastalığında iç kulaktaki sıvı basıncının arttığını ve içerdeki zarlarda yırtılma olduğunu göstermektedir. Sebebi tam olarak bilinmese de iç kulakta bulunan sıvının dengelenmesi, ayarlanmasıyla ilgili bir problemin iç kulak sıvısının yüksek basınca ulaşmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. İç kulak sıvısının basıncı artması; kulak çınlamasına, kulakta tıkanıklık hissine, işitmede azalmaya ve baş dönmesine yol açar.
Meniere hastalığında mutlaka; baş dönmesi, işitme kaybı, çınlama ve uğultu birlikte yer alır. Bulantı, kusma, denge kaybı ve terleme de eşlik edebilir. Nadiren, işitme kaybı, kulak basıncı veya çınlama olmadan, sadece aralıklı olarak baş dönmesi de görülebilir. Aynı şekilde, baş dönmesi olmadan, aralıklı olarak işitme kaybı, kulakta basınç hissi, çınlama olabilir. "Çınlama" ve "kulakta dolgunluk hissi”de değişkendir; işitme kaybıyla birlikte olabilir, devamlı olabilir veya ataklar sırasında, öncesinde ortaya çıkabilir.
Meniere hastalığında sıklıkla tek kulakta, nadiren her iki kulakta da etkilenme vardır. Çoğu vakada tek kulak etkilenir fakat %15 oranında iki kulak da etkilenmiş olarak ortaya çıkabilir. Bu hastalık tipik olarak 20 ile 50 yaşları arasında sıktır. Erkek ve kadında eşit oranda görülür.
Meniere hastalığında, baş dönmesi ataklar halinde olur ve dengesizlik hissi, bulantı ile kusma buna eşlik eder. Ataklar çoğunlukla ani başlangıçlıdır. Süreleri 20 dakika ile 24 saat arasında değişebilir. Ataklar esnasında kişi günlük işlerini yapamayacak duruma gelir. Sonrasında uyku bastırır ve sersemlik hissi günlerce sürebilir. Çok sık ataklar olabileceği gibi atak olmadan aylar hatta yıllar geçebilir.
İşitme kaybı, işitme sinirinde oluşan hasardan dolayıdır. Hastalığın ilk evrelerinde işitme kaybı ataklar esnasında görülür, atak sonrası normale döner. Hastalık ilerledikçe işitme azlığı kalıcı hale gelebilir. Hastalığın başlangıcında, özellikle pes (kalın) tonları tutan bir işitme kaybı olabilir fakat zaman içerisinde bütün tonları tutan işitme kaybı gelişebilir. Yüksek tondaki sesler kişiye rahatsızlık verir ve normal olarak algılanmayabilir.
Meniere hastalığının temel bulguları:
- Şiddetli baş dönmesi (bir şeyin etrafında çevriliyormuş gibi)
- İşitme kaybı
- Kulak çınlaması (kulakta gürültü, vızıltı veya zil sesi)
- Etkilenen kulakta dolgunluk hissi
Meniere hastalığı nasıl teşhis edilir?
Tanıdaki ilk adım hastanın şikâyetleri hakkında detaylı bilgi alınmasıdır. Atakların sıklığı, şiddeti, süresi, işitme kaybını varlığı, kulakta dolgunluk ve çınlamanın varlığı sorgulanmalıdır.
Başka kronik hastalık olup olmadığı, şeker hastalığı, kolesterol ve tansiyon yüksekliği, tiroit bezi, sinir sistemi hastalıkları, göz iltihabı, alerji veya geçmişte kulak operasyonu geçirip geçirmediğiyle ilgili bilgi alınır. Gerekiyorsa bu durumları araştırmak için testler istenebilir.
Muayenede kulaklar normaldir. Atak halinde gözde nistagmus dediğimiz titreşimler görülebilir. Ayakta dengesizlik, sağa sola düşmeler tespit edilebilir.
Kesin tanı için akut atak sonrasında Odyogram, Timpanogram, Gliserol Test, VNG, Posturografi gibi detaylı iç kulak testleri ve denge testleri yapılmalıdır.
İşitme testlerinde, etkilenen kulakta tipik olarak daha çok kalın seslerde "sinirsel tip işitme kaybı" ortaya çıkar. İşitme kaybı yanında sesin anlaşılma yüzdesi de azalmıştır. Hastaların yaklaşık %50'sinde etkilenen kulaktaki denge fonksiyonu azalmış olarak tespit edilir.
Ayrıca gerekiyorsa Bilgisayarlı Tomografi veya MR filmleri çekilerek işitme ve denge yollarında ve beyinde benzer bulgulara yol açabilen bir hastalık ya da tümör olup olmadığı da araştırılabilir.
Meniere hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
Su ve tuz kısıtlaması, düzenli uyku ve düzenli yemek alışkanlığı;
- İç kulaktaki basıncın ve sıvının azalması için vücutta su tutulmasına neden olan tuzun ve beraberinde suyun kısıtlanması gerekir.
- Kafein, alkol ve sigaradan kaçınmak, düzenli uyku ve yemek alışkanlığı önemlidir. "Stres" baş dönmesi ataklarını ve çınlamayı artırabilir. Olabildiğince stresten ve aşırı yorgunluktan kaçınma önerilir.
- Sık ve önceden hissedilmeden ve ani başlayan baş dönmesi oluyorsa, araba kullanmamak, riskli işler yapmamak gerekir. Merdiven çıkma, yüzme gibi durumlarda tedbirli olunmalıdır.
Meniere hastalığında ilaç tedavisi nasıldır?
İlaç tedavisinin amacı, iç kulaktaki sıvı basıncını azaltmaya yöneliktir. Denge sistemini baskılayıcı, baş dönmesi hissini azaltıcı ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Temelde bu ilaçlar beynin, kulaktan gelen anormal uyarıları dikkate almasını önleyerek şikâyetleri azaltır.
İdrar söktürücüler vücut suyunun azaltılması için kullanılır.
İç kulak kan akımını düzeltici ilaçlar, kişiyi rahatlatacak, baş dönmesini azaltacak, dengesini düzeltecek ilaçlar ve sakinleştiriciler, antidepresanlar verilebilir.
Tedaviye bunların yanında bazı vitaminler, bitkisel-doğal ilaçlar da ilave edilebilir.
İlaç tedavisi hastalığı kontrol altına almak, atak sıklığını azaltmak amacıyla aylar, hatta yıllar boyu kullanılabilir.
Meniere hastalığında diğer tedaviler nelerdir?
İlaçlarla yeterli başarı sağlanamayan durumlarda İkinci aşamada daha ciddi tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Bunlar kulak içine iğneyle steroid-kortizon vermek, lazer, kulağın elektrikle uyarılması, akupunktur gibi tedavi yöntemleri olarak sıralanabilir. Son zamanlarda, cerrahi tedaviyi oldukça azaltan, orta kulağa direk iğneyle ya da kulak zarına tüp yerleştirilerek damla şeklinde kortizon verme uygulamaları iyi sonuçlar vermektedir. Bu şekilde iç kulaktaki ödemin azaltılmasına çalışılmaktadır.
Daha ileri Meniere hastalığında işitmenin iyice bozulduğu durumlarda denge organını tahrip ederek baş dönmesini azaltmak amacıyla aynı şekilde orta kulağa gentamisin kullanılabilir.
Meniere hastalığında cerrahi tedavi nasıldır?
Diğer tedavilerin başarılı olmadığı ve şiddetli baş dönmesinin bulunduğu, günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde bozulduğu durumlarda ameliyatlar yapılabilir.
Cerrahi tedavide, var olan işitmeyi korumak önemlidir. Ne tip bir ameliyat yapılacağına işitme kaybının seviyesi de dikkate alınarak karar verilir. Operasyondan sonra baş dönmesinde sıklıkla düzelme sağlanır ancak işitme, biraz daha iyi olabileceği gibi aynı kalabilir veya nadiren daha kötü olabilir. Çınlama ve uğultuda da fazla düzelme olmaz ama en azından kötü gidişin önüne geçilebilir.
Endolenfatik sak ameliyatları: İç kulaktaki belli bir bölgenin açılması ile basıncın düşürülmesi operasyonudur. Riskleri az olan ameliyatlardır. İşitmeyi bozmaz, ancak baş dönmesi atakları yaklaşık olarak hastaların yarısında kontrol altına alınabilir.
Denge sinirinin kesilmesi ameliyatları: Daha büyük ve riskli ameliyatlardır. Vestibüer Nörektomi denilen iç kulaktan ya da beyin kenarından girilerek, denge siniri iç kulağı terk ettiği yerde kesilebilir. Bu operasyonda baş dönmesi atakları büyük ölçüde giderilir.
İç kulağın tahrip edilmesi ameliyatları: Bu operasyon kişide zaten hastalıktan dolayı işitme tama yakın azalmışsa ve diğer kulak işitmesi iyiyse yapılır. İşitme tümüyle kaybedilir ancak baş dönmesi ataklarının kontrolünde başarı oranı yüksektir.